‘Casus yazılım’ skandalı zorluyor

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yunanistan Başbakanı Miçotakis, rakibine yönelik telefon dinleme ve izleme iskandalının patlak vermesinden bu yana en zor günlerini yaşıyor

“Casus yazılım” skandalı Miçotakis’i zorluyor

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, rakibine yönelik telefon dinleme ve izleme iskandalının patlak vermesinden bu yana en zor günlerini yaşıyor. 

Yunanistan istihbarat şefi ve Başbakanlık ofisinin başkanının dakikalar içinde istifasına neden olan “izleme” ve “casus yazılım”, Watergate’e benzeyen bir skandalın ortaya çıkmasının ardından Miçotakis’e yönelik istifa çağrıları arttı. 

Pasok-Kinal Başkanı ve aynı zamanda Avrupa parlamentosu üyesi olan Nikos Androulakis, televizyonda yaptığı bir konuşmada, casusluğun kapsamının ortaya çıkmasıyla birlikte, “Yunan hükümetinin en karanlık uygulamaları kullanarak beni gözetlemesini asla beklemiyordum” dedi ve ekledi: “Yunan vatandaşlarının insan hak ve özgürlüklerini korumak demokratik görevimizdir. Bugün, kibirli ve yaptıklarının cezasız kalacaklarını düşünenler için gerçeklerle yüzleşme zamanıdır.” 

İstifa ve jet hızıyla kabul

Yunanistan’da patlak veren gazeteci ve politikacıların telefonlarının dinlenmesi skandalı nedeniyle Yunan Ulusal İstihbarat Teşkilatı (EYP) Başkanı Panagiotis Kontoleon ve Başbakanlık Genel Sekreteri Grigoris Dimitriadis istifa etti.

Kontoleon, “bilgi toplama sürecindeki dikkatsizlik ve hukuki bağlantı sürecinde tespit edilen yanlış eylemler” gerekçesiyle Başbakan Kiryakos Miçotakis ‘e istifasını sundu. İstifa jet hızıyla kabul edildi.

İstifaların ardından, Miçotakis’in yeğeni ve en güvendiği yardımcısı Grigoris Dimitriadis’in “patronunu kurtarmak için kendini feda ettiği” yorumları yapıldı. Geniş yetkilere sahip bir isim olarak kabul edilen Dimitriadis, Kontoleon’un Başbakanlık ofisi Maximou’daki en önemli adamıydı.

Watergate benzetmesi

Ancak, Pazar günü, Miçotakis’in telefon dinlemenin “büyük ve affedilmez bir hata” olduğunu kabul etmesinin ardından, bu sözleri ve istifalar “suçun kabulü” olarak yorumlandı. 

“Casus yazılım” skandalını Yunanistan’ın “Watergate”i olarak niteleyen ve “demokrasiye yönelik vahşice hakaret eden” tanımlayan Watergate’e benzeterek, sol görüşlü eski başbakan Aleksis Çipras, “Yapılan yanlışları ortaya çıkarmak için her taşın altına bakacağına” dair söz verdi. 

Ona göre, merkez sağ hükümetin görevi, geçen Eylül ayında Pasok-Kinal lideri olarak seçilmesine giden süreçte üç ay boyunca telefonu izlenen Androulakis hakkında açıklama yapmakla kalmayıp, diğer izleme olaylarını da ortaya koyması gerekiyor.

Ana muhalefetteki Syriza partisine başkanlık eden Çipras, “Miçotakis, ikiyüzlü özürler ve yalanlar yerine, diğer hangi politikacıların ve gazetecilerin takip edildiğini söylemeli. “Bu çok büyük ve affedilemez bir hata değil. Bir rejimin, kimsenin kendisini kontrol edemeyeceğini düşünen bir başbakanın affedilmez kibrini temsil eden büyük bir skandal” dedi. 

Avrupa Parlamentosu’nda ortaya çıktı 

1967-74 Albay rejimi karşıtlarının düzenli olarak casusluk yaptığı askeri yönetimin en karanlık günlerini çağrıştıran skandal, ilk olarak Androulakis’in Avrupa parlamentosu tarafından cep telefonunun, kötü amaçlı yazılım Predator ile dinlemeye çalıştığı konusunda bilgilendirildiğini açıklamasıyla patlak verdi. 

Milletvekili duyuruyu, Strasbourg merkezli parlamento tarafından milletvekillerinin telefonlarının yasadışı olarak izlenmediğinden emin olmak için kurulan bir siber güvenlik hizmetinden yararlandıktan sonra yaptı. Mevcut en gelişmiş casus yazılımlar arasında yer alan Predator, şifreli mesajlara erişimin kilidini açma ve mobil cihazlarda kamera ve mikrofonları etkinleştirme yeteneğine sahip.

Geçen hafta, Androulakis savcılara ülkenin yüksek mahkemesine telefon dinleme girişimini ayrıntılarıyla anlatan bir şikayette bulundu.

Biri göç, diğeri finans konularında haber yapan iki Yunan gazeteci de, medya özgürlüğünü kısıtladığı için uluslararası düzeyde ağır bir şekilde eleştirilen bir hükümet tarafından benzer yasadışı gözetim iddiaları üzerine yasal işlem başlattı.

“Yabancı bir istihbarın servisinin talebiyle izledim” itirafı

Guardian’ın haberine göre, 29 Temmuz’da, EYP Başkanı Kontoleon, kapalı bir meclis komisyonu oturumunda, hazır bulunan milletvekillerine göre, Yunan istihbarat servisinin mali muhabir Thanassis Koukakis’i bir yabancı istihbarat servisinin emriyle izlediğini itiraf etti.

Başlangıçta hükümet yetkilileri, Predator kötü amaçlı yazılım ifşalarının istifalarda herhangi bir rol oynadığını reddetti. Ancak, daha sonra kaynaklar, Androulakis’in cep telefonunun gerçekten de denizaşırı istihbarat servislerinin talebi üzerine ve bir savcının izniyle dinlendiğini, ancak yasal ve geleneksel yazılımlar kullanılarak yürütülürken başbakanın hiçbir bilgisi olmadığını söyledi açıkladı. 

Hafta sonu Yunan medyası yabancı casus servislerini “Ukraynalı ve Ermeni” olarak tanımladı ve bazı kaynaklar bu talebi PASOK liderinin “Çin çıkarları adına hareket eden şaibeli kişilerle” bağlantılarından kaynaklandığını yazdı. 

Androulakis, Cuma günü, Yunan parlamentosunu potansiyel siyasi sorumlulukları araştırmak için bir soruşturma komitesi kurmaya çağırdı.

Göreve geldikten sonra ilk iş olarak EYP’yi Başbakanlık ofisi Maximou’nun kontrolü altına alan Miçotakis, bugün ulusa sesleneceğini açıkladı. Sunday’s To Vima açıklamayı şöyle tanımladı: “Nikos Androulakis’e bir özür borçluyum.”

“Kontrol etme arzusu kontrolden çıktı”

Yunanistan’da yıllarca süren ekonomik çalkantıdan sonra bazıları tarafından temiz bir nefes olarak görülen Harvard mezunu lider, reform gündemi ve ABD ile bağlantılı bir yönetim tarzıyla takdir topladı. Devraldığından beri, birden fazla krizin zorluğundan zevk alıyor gibi görünüyor.

Ancak, Yeni Demokrasi Partisi’nin bir hükümet kurmasını neredeyse imkansız hale getirecek yeni seçim yasası karşısında gelecek yıl yeniden seçilse bile giderek eleştiriler liderlik etme tarzıyla şimşekleri üzerine çekiyor.  

Bu yılın başlarında hükümeti ve medyaya yönelik muamelesini açıkça eleştirdiği için Yeni Demokrasi’den ihraç edilen milletvekili Giorgos Kirtsos, “Mutlak güç yozlaştırır” dedi ve ekledi: “Miçotakis, çok az kontrol ve dengenin olduğu bir sistemde kabine değil Maximou aracılığıyla yönetiyor. Kontrol etme arzusu kontrolden çıktı. Bu casus skandalı çok büyük bir kriz ve Avrupa liberal kimliğinin gerçek boyutu hakkında daha fazla soru soracak.”Kaynak; Ajans Bizim