20,0115$% 0.19
21,3833€% -0.24
24,9742£% 0.83
1.248,57%0,48
2.250,00%2,27
20,0115$% 0.19
21,3833€% -0.24
24,9742£% 0.83
1.248,57%0,48
2.250,00%2,27
27 Mayıs 2023 Cumartesi
Sahra Haber-Gündem
İZSU Genel Müdürlüğü’nün Olağan Genel Kurulu’nda 2022 Yılı Faaliyet Raporu ve 2022 Yılı Kesin Hesabı oyçokluğuyla kabul edildi. Oturumda İZSU’nun 2022 yılı çalışmalarını ve 2023 projelerini aktaran CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, suyun ve ulaşımın ücretsiz olmasıyla ilgili görüşlerini aktararak, “Temel ihtiyaç olan suyu üreten, dağıtan ve arıtan İZSU, kullandığı elektrik için ‘Sanayi Tesisi Tarifesi’ üzerinden ödeme yapıyor. Su idarelerine birer ticari işletme muamelesi yapılmazsa su fiyatları düşer” dedi.
İZSU Genel Müdürlüğü Olağan Genel Kurulu’nun ikinci birleşimi, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu yönetiminde toplandı. Genel Kurul öncesi İZSU’nun 2022 çalışmaları ve 2023 projeleriyle ilgili video sunum yapıldı. Kurul gündeminde İZSU Genel Müdürlüğü 2022 Faaliyet Raporu ve Kesin Hesabı gündeme geldi.
İZSU Faaliyet Raporu ve Kesin Hesabı hakkında konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Murat Aydın, “İZSU Genel Müdürlüğümüz yatırımlarıyla, önemli projeleriyle suyu en iyi şekilde yöneten, yönetici kadrosundan sahada görev yapan personeline kadar özveriyle çalışan, emek veren çok değerli bir kurum. İZSU, kentin 30 ilçesinde her mahalleye ulaşarak vatandaşlarımızı suyla buluşturuyor. İzmir’in artan su ihtiyacını kesintisiz karşılıyor. Kentin en küçük yerleşimlerine içme suyu arıtma tesisleri kuruyor, yeni altyapı yatırımlarıyla İzmir’in içme suyu, atık su ve yağmur suyu altyapısını güçlendiriyor. Son 4 yılda yapılan yatırımlarla aşırı yağışlarda kronik olarak su baskını yaşanan bölgelerde kalıcı çözümler üretildi. Yeni arıtma tesisleriyle birlikte büyüyen arıtma kapasitesi ile İzmir’in bu alanda Türkiye çapındaki liderliği pekiştirildi. Ancak bu konuda alınacak yolumuz, yapılacak işlerimiz var ve bunları da yapmaya devam edeceğiz. Hizmetlere erişimde fırsat eşitliği anlayışıyla şehrin en uzak noktasına, en küçük yerleşim birimine kadar içme suyu ve atık su hizmetlerinin ulaşması sağlandı. İZSU, 2022 yılında da kentin yaşam standartlarını yükseltme hedefiyle birçok yatırım yaptı, çok önemli projelere imza attı. Vatandaşlarımızın yaşam kalitesini artırmak için, iklim krizi ve kuraklıkla mücadele etmek için, doğayı ve canlıları korumak için hayata geçirilen bu yatırımlarını sürdürdü” şeklinde konuştu.
“Tertemiz bir körfez ve sıfır koku için 2,5 milyarlık yatırım”
Körfez temizliği hakkında tarihi adımların atıldığını ifade eden Murat Aydın, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, tertemiz bir körfez ve sıfır koku için seferber olmuş durumda. Bu kapsamda şu ana kadar birçok önemli proje hayata geçirildi. Körfez odaklı çalışmalar kapsamında şu ana kadar yaklaşık 2,5 milyar liralık yatırım yapıldı. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nde Genel Revizyon başlatıldı. Bu çalışmalar Temmuz 2023’te tamamlanacak. İzmir’in nüfusunun yüzde 70’ine hizmet veren tesisin yıllara bağlı oluşan bakım onarım eksikliklerinin tamamlanmasını ve arıtma suyunun veriminde yüksek artış sağlanmasını hedefliyor. İZSU Genel Müdürlüğü, 4. Faz yapım ihalesini alan firmayla bugün sözleşme imzalandı. Yapım çalışmalarına en kısa sürede başlanacak ve yeni ünite ile günlük 216 bin metreküp ilave kapasite elde edilecek” dedi.
“Yaşayan Körfez hedefiyle 8 milyarlık yatırım daha yapılacak”
Aydın, “Körfez’e akan derelerin dere çıkış ağızlarında tarama çalışması yapılıyor. Kokuya neden olan malzemeler alandan uzaklaştırılıyor. İZSU, Bornova Deresi, Bostanlı Deresi, Peynircioğlu Deresi çıkış ağızlarında 420 bin metreküplük tarama çalışmasını tamamladı. İZSU, 2022 yılında 24 kilometrelik dere hattında ıslah çalışmasını tamamladı, 544 kilometrelik dere hattında ise bakım ve temizlik çalışması yaptı. 1 yıl içerisinde dere yataklarından toplam 256 bin 124 ton atık malzeme çıkarıldı. Devam eden çalışmalarla ise 2023 yılında dere yataklarında taşkın kontrolünün sağlanması amacıyla; Urla, Seferihisar, Çeşme ve Bayındır ilçelerinde 12 derede projelendirilen toplamda 8 bin 200 metre uzunluğunda dere ıslah imalatı gerçekleştirilecek. Küçük Menderes Havzasında yer alan 7 ilçede ise 2 bin 600 metre uzunluğundaki dere ıslah çalışması yapılarak taşkınların önüne geçilecek. Kronikleşen bölgelerde kalıcı çözümler üretilecek. Tüm bu yatırımlar dediğimiz gibi körfezin temizliği ve kentte zaman zaman ortaya çıkan koku sorununun önüne geçmek için hayati önem taşıyor. İZSU, 2,5 milyar liralık yatırımının ardından Yaşayan Körfez hedefi ile projelendirdiği ve ihale aşamasındaki olan işleri kapsamında ise yaklaşık 8 milyar liralık daha yatırım yapmaya hazırlanıyor” diye konuştu.
“İzmir, atık su arıtmada Türkiye’nin lideri”
Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi için yapımı devam eden deşarj hattı ve çamur stok sahalarının rehabilitasyonu, Çilazmak Dalyanı’nın restorasyonu projelerini anlatan Aydın, atık su arıtma çalışmaları hakkında, ”İzmir’in farklı kapasitelerde, mevsimsel ihtiyaçlara uyum sağlayabilen ve modern 70 adet atık su arıtma tesisi, yüzde 97,2 ileri biyolojik atık su arıtma oranı ve atık su altyapı yatırımları ile atık su yönetiminde Türkiye’nin lider şehri oluşu elbette İZSU Genel Müdürlüğü’nün gösterdiği bu çabanın sonucudur. Bu oran diğer iki büyük kentimiz olan Ankara’da yüzde 19, İstanbul’da ise yüzde 39 olarak seyrediyor Biz; doğası, çevresi, havası temiz bir İzmir hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
“2023’te 270 kilometre daha ayrıştırma hattı yapılacak”
İZSU’nun yağmursuyu atık su ayrıştırma çalışmaları hakkında konuşan Aydın, “Birleşik sistem çalışan kanalizasyon ve yağmur suyu hatlarının ayrıştırılması, yağmur sularının kirlenmeden doğrudan Körfez’e ulaşması için büyük önem taşıyor. 4 yıldır bu alanda önemli yatırımlar yapan kurumumuz, kent genelinde hizmet veren 740 kilometrelik yağmur suyu hattını etkin ve verimli şekilde yönetmek amacıyla kesintisiz çalışıyor ve birleşik sistemin ayrıştırılması için yatırımlarına devam ediyor. Konak, Bayraklı, Çiğli, Karşıyaka, Buca, Bornova, Karabağlar ilçeleri başta olmak üzere birçok metropol ilçede yağmursuyu ayrıştırma projeleri hayata geçirildi. Sadece 2022 yılında 75 kilometre uzunluğunda ayrıştırma hattı imal edildi. Böylece İZSU’nun 2019 yılından bu yana kentin altyapısına kazandırdığı ayrıştırma hattı 220 kilometreyi buldu. Bayındır ve Menderes ilçelerinde imalatlar tamamlandı. Urla’da ayrıştırma imalatları halen devam ediyor. Projelendirilen yeni işler kapsamında da Bergama, Menemen, Torbalı, Pancar ve Gümüldür’de yeni imalatlara en kısa sürede başlanacak. Bu kapsamda sadece 2023 yılı içerisinde 270 kilometre daha ayrıştırma hattı imalatı yapılacak” diye konuştu.
“İZSU, Sanayi Tesisi Tarifesi ödemezse su fiyatı düşer”
Aydın, konuşmasının devamında İzmir genelinde başlatılan yağmur suyu ayrıştırma yatırımları, kuraklık ve iklim değişikliği ile mücadele kapsamında atıksu geri kazanım çalışmaları, havza koruma çalışmaları, alternatif su kaynakları için sondaj kuyusu çalışmaları, maliyet ve giderlerin azaltılması için GES ve HES santrallerinden yapılan enerji üretimi kayıp kaçak oranlarının azaltılması, imalat maliyetlerinin azaltılması gibi İZSU’nun yürütmüş olduğu çalışmaları aktardı.
Aydın, konuşmasının son bölümünde İZSU’nun 2 milyondan fazla abonesine yaptığı yüzde 7 indirimi hatırlatarak, “İZSU tüm bu maliyet artışına rağmen vatandaşları mağdur etmemek için mücadelesini sürdürüyor. Belediyemiz ve İZSU, tüm vatandaşlarımıza kamu hizmeti verdiğinin bilincindedir. Suyun temel bir ihtiyaç maddesi ve insani bir hak olduğunun bilincindedir. Bu yüzden kar amaçlı üretim yapmamaktadır. Gerekli düzenlemelerin yapılmasıyla birlikte suyun ve ulaşımın ücretsiz olmasıyla ilgili siyasi düsturumuzu tekrarlıyoruz. Şunu bir kez hatırlatmak isterim; kamu hizmeti yapan, resmi bir kuruluş olan ve temel ihtiyaç olan suyu üreten, dağıtan ve arıtan İZSU kullandığı elektrik için “Sanayi Tesisi Tarifesi” üzerinden ödeme yapıyor. İZSU, “Sanayi Tesisi Tarifesi” ödememelidir. Bu sadece İZSU ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin değil tüm su ve kanalizasyon idarelerinin sorunudur. Merkezi hükümetin değişiklik yapması lazım. Daha önce de söylediğimiz gibi enflasyon frenlenir, girdi maliyetleri düşürülürse, belediyelerin su ve kanalizasyon idarelerine birer ticari işletme muamelesi yapılması uygulamasına son verilirse su ücretlendirmeleri de bu oranda düşürülecektir” diye konuştu.
Görüşmelerin ardından İZSU Genel Müdürlüğü’nün 2022 Yılı Faaliyet Raporu ve 2022 Yılı Kesin Hesabı oyçokluğuyla kabul edildi.
Sahra Haber-Gündem
ALT BAŞLIK; YEŞİLAYLI GENÇLER BAĞIMLILIKLARLA MÜCADELEDE FARKINDALIK OLUŞTURMAK İÇİN MÜNAZARA YETENEKLERİNİ SERGİLEDİLER!
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger,Yeşilay İzmir Şube Başkanı Necmettin Gülak, Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Ülkenur Büke,Yeşilay Genel Sekreter Yardımcısı Dr.Mevlüt Büyükhelvacıgil ’in katıldığı ‘’Yeşilay Liseler Arası Münazara Turnuvası Bölge Şampiyonası’’ İzmir Kız Lise’sinde gerçekleşti.
Yeşilay İzmir Şube Başkanı Necmettin Gülak, Yeşilay Başkan Yardımcısı Ülkenur Büke, Yeşilay Genel Sekreter Yardımcısı Dr.Mevlüt Büyükhelvacıgil İzmir Yeşilay Genel Merkez’de gençlerle buluştu.
İzmir Yeşilay Spor Kulübü Başkanı Ümit Ülkü; ‘’Yeşilay Spor Şubelerimiz, Yeşilay Danışmanlık Merkezlerimiz, gönüllülerimiz ile toplumun her kesiminde ve tüm yaşam alanlarında varız.İzmir Yeşilay Spor Kulübü olarak 21 tane branş açtık, ilk şampiyonuk ‘’judo’’ branşında Rüya kızımızdan geldi. Sporla gençleri buluşturmaya ve bağımlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz. ‘’ dedi.
Sahra Haber-Gündem
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlarının seçim süreçleri.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde üçüncü kez Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmesi için sandık başına gidiliyor.
Seçimin 14 Mayıs’ta yapılan ilk turunda hiçbir aday seçilmek için gerekli çoğunluğu sağlayamayınca sonuç ikinci tura kaldı. 28 Mayıs’ta yapılacak oylama Türkiye tarihindeki ilk ikinci tur oylama olacak.
Bu, Cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesine ilişkin süreçte yapılan anayasa değişikliklerinin ardından üçüncü seçim olacak. Daha önceki Cumhurbaşkanı seçimlere TBMM’de yapıldı. Sadece 12 Eylül darbesi lideri Kenan Evren anayasanın halkoyuna sunulmasına ilişkin oylamada yapılan anayasal düzenleme kapsamında bu göreve getirildi.
Türkiye tarihinde çok partili döneme geçilmesiyle Cumhurbaşkanı seçimi hep tartışmalar yaratan bir durum oldu, seçilme süreçleri ve görev süreleri de hep farklıydı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, ilk göreve seçildiğinde tarihler 29 Ekim 1923’ü gösteriyordu. Atatürk bu göreve dört kez seçildi ve hayata gözlerini yumduğu 10 Kasım 1938’e kadar devam etti.
Cumhuriyeti’in kurucu kadrolarında yer alan İsmet İnönü, görevi üstlenen ikinci isim oldu. İnönü, dört kez cumhurbaşkanı seçildi. 22 Mayıs 1950’de görevi devrettiği isim ise yine kurucu kadrolarda yer alan Celal Bayar’dı. Bayar’ın koltuğa oturuşu tek partili sürecin de bitişiydi aynı zamanda. Ancak, Bayar’ın üç kez seçildiği bu görevi 27 Mayıs 1960’da askeri darbeyle sona erdi.
Atatürk, İnönü ve Bayar’ın döneminde cumhurbaşkanının görev süresi parlamento seçimlerine paralel olarak dört yıldı, yeniden seçilmek mümkündü. 1961 Anayasası ile cumhurbaşkanının görev süresi yedi yıla çıkarıldı ve ikinci kez seçilememe kuralı getirildi. Bu düzenleme 1982 Anayasası’nda da korundu. 2010’da yapılan anayasa değişikliğinde ise halk tarafından beş yıllığına ve ikinci kez seçilebilmesi kuralı getirildi.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türk siyasi hayatında hep dönemin en önemli gündem maddesi oldu. Hatta kimi zaman devlet yapısı içindeki etkin aktörler arasında ”kriz” yarattı. Bunun sonucu olarak kimi zaman Cumhurbaşkanlığı koltuğuna asker kökenli bir isim oturdu. Cumhuriyetin kurucu kadrosundan cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturanlardan Atatürk ve İnönü asker kökenliydi, Bayar ise ilk sivil kökenli cumhurbaşkanı oldu.
1960 darbesiyle bu göreve gelen Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk ve yine bir başka darbenin (12 Eylül 1982) lideri Kenan Evren asker kökenliydi. Turgut Özal, başbakanlıktan cumhurbaşkanlığı koltuğuna geçmeyi tercih etti, ardından Süleyman Demirel de bu yoldan gitti. Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan siyaset ya da ordu kökenli olmayan tek isim oldu. Sezer, Anayasa Mahkemesi Başkanıyken, o tarihte TBMM’de bulunan siyasi parti liderleri tarafından ortak aday gösterildi. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise yine siyaset kökenli ve başbakanlık yapmış bir isim oldu.
Görevdeki 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise TBMM ve halkoyu ile bu görev geldi. Erdoğan, görev süresini tamamlamadan yapılan anayasa değişikliği sonucunda yapılan halkoylamasında göreve seçildi.
Cumhurbaşkanlarının seçilişi ve o dönemle ilgili bazı notlar şöyle:
Mustafa Kemal Atatürk
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı. Atatürk, dört kez seçildi ve hayata gözlerini yumduğunda bu görevi sürdürüyordu. Her seçilişinde ilk turda ve oy kullanan üyelerin tümünün oylarıyla bu göreve getirildi.
O tarihte yürürlükte olan 1924 Anayasası cumhurbaşkanının görev süresini TBMM seçimlerine paralel, 4 yıl olarak düzenliyordu. Anayasadaki hüküm şöyleydi:
”Madde 31- Türkiye Cumhurbaşkanı, Büyük Millet Meclisi kamutayı tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. Cumhurbaşkanlığı görevi, yeni Cumhurbaşkanının seçimine kadar sürer. Yeniden seçilmek olur’’
Seçimlerin yapıldığı tarihler, o dönemdeki TBMM üye tamsayıları, oylamaya katılanların üye sayısı ve aldığı oylar şöyle:
Seçildiği tarih | Üye tamsayısı | Katılanlar | Aldığı oy |
29.10.1923 | 287 | 158 | 158 |
01.11.1927 | 316 | 288 | 288 |
04.05.1931 | 317 | 289 | 289 |
01.03.1935 | 399 | 386 | 386 |
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilanıyla (29 Ekim 1923) seçildi ve hayata gözlerini yumduğu tarihe (10 Kasım 1938) kadar 15 yıl bu görevi sürdürdü.
İsmet İnönü
Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadrosunda yer alan ve asker kökenli devlet adamı olan İnönü, dört kez bu görevi üstlendi, her birinde ilk turda seçildi. İlk üç seçimde oy kullanan üyelerin tamamının oyunu aldı. Dördüncü seçimde ise karşısında Fevzi Çakmak ve Yusuf Kemal Tengirşenk adaydı.
Cumhurbaşkanı seçildiği tarihler ve o tarihteki TBMM üye tamsayıları, oylamaya katılan üye sayısı ve aldığı oylar şöyle:
Seçildiği tarih | Üye tamsayısı | Katılanlar | Aldığı oy |
11.11.1938 | 399 | 348 | 348 |
03.04.1939 (*) | 429 | 413 | 413 |
08.03.1943 | 455 | 435 | 435 |
05.08.1946 | 465 | 451 | 388 |
(* 425+5 Hatay)
5 Ağustos 1946 tarihindeki cumhurbaşkanı seçiminde iki aday daha vardı. Bunlardan Fevzi Çakmak 59, Yusuf Kemal Tengirşenk ise 2 oy aldı.
İsmet İnönü, Atatürk’ün hayata gözlerini yumduktan hemen sonra 11 Kasım 1938’de ilk kez seçildi. Cumhurbaşkanlığı makamını Celal Bayar’a devrettiğinde tarihler 22 Mayıs 1950’yi gösteriyordu ve 12 yıla yakın görev yapmıştı.
Celal Bayar
Türkiye Cumhuriyeti’nin 3. Cumhurbaşkanı olan Bayar üç kez bu görevi üstlendi ve her defasında ilk turda seçildi. Türkiye’nin kurucu kadrosunda yer alan Celal Bayar, aynı zamanda ilk sivil kökenli cumhurbaşkanıydı.
Celal Bayar’ın cumhurbaşkanı seçildiği tarihler ve o tarihteki TBMM üye tamsayıları, oylamaya katılan üye sayısı ve aldığı oylar şöyle:
Seçildiği tarih | Üye tamsayısı | Katılanlar | Aldığı oy |
22.05.1950 | 487 | 453 | 387 |
14.05.1954 | 541 | 513 | 486 |
01.11.1957 | 610 | 413 | 413 |
22.05.1950 tarihinde yapılan cumhurbaşkanı seçimindeki diğer adaylardan İsmet İnönü 64, Halil Özyörük 1 oy almış, 1 üye ise çekimser oy kullanmıştı.
14.05.1954 tarihindeki cumhurbaşkanı seçiminde ise 27 üye çekimser kalmıştı.
Celal Bayar, 22 Mayıs 1950 tarihinde ilk kez seçildi. Bayar’ın üçüncü dönemde, toplam yedi yıla yaklaşan görev süresi 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle sona erdi. Bu tarihte kurulan Milli Birlik Komitesi kararıyla Cumhurbaşkanı Celal Bayar tutuklandı. Bayar’ın yanı sıra Başbakan Adnan Menderes, TBMM Başkanı Refik Koraltan ile bütün bakanlar kurulu üyeleri, Demokrat Parti’nin (DP) önde gelen yöneticileri de tutuklandı.
Cemal Gürsel
Türkiye Cumhuriyeti’nin 4. Cumhurbaşkanı. 26 Ekim 1961 tarihinde yapılan oylamada ilk turda bu göreve seçildi. 1961 Anayasası ile cumhurbaşkanının görev süresi (4 yıldan) 7 yıla çıkarılmıştı. Anayasadaki düzenlemede şu hükümler yer alıyordu:
”Madde 95- Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış kendi üyeleri arasından, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla yedi yıllık bir süre için seçilir; ilk iki oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, salt çoğunlukla yetinilir. Bir kimse arka arkaya iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez’’
Gürsel’in cumhurbaşkanı seçildiği oylamadaki rakamsal durum şöyleydi:
Seçildiği tarih | Üye tamsayısı | Katılanlar | Aldığı oy |
26.10.1961 | 638 (*) | 607 | 434 |
(*TBMM üye sayısı 450, Cumhuriyet Senatosu üye sayısı 188)
Cemal Gürsel, 27 Mayıs 1960 darbesi öncesinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevindeydi. Görsel, darbeyle kurulan ve 38 subaydan oluşan Milli Birlik Komitesi (MBK) başkanlığı ve Devlet Başkanlığı’na 28 Mayıs 1960’da getirildi. Gürsel, MBK Başkanlığının yanı sıra başbakanlık (24 ve 25. Hükümetler), Milli Savunma Bakanlığı görevlerini de üstlendi.
Yeni Anayasa’nın 9 Temmuz 1961’de kabulü ile 15 Ekim 1961’de yapılan genel seçimlerden sonra 12. Dönem TBMM, 25 Ekim 1961’de toplandı ve askeri rejim sona erdi. Dolayısıyla Gürsel’in askeri rejimdeki görevi de 25 Ekim 1961’de son buldu. Gürsel, TBMM’de 26 Ekim 1961’de yapılan seçimle Türkiye Cumhuriyeti’nin 4. Cumhurbaşkanı oldu.
Cemal Gürsel, süresini tamamlayamadan, geçirdiği bir rahatsızlık sonucu görevinden ayrılmak durumunda kaldı. 1960’da geçirdiği hafif bir felçle başlayan hastalığı zamanla ilerledi ve Gürsel, 2 Şubat 1966’da tedavi için ABD’ye götürüldü. 9 Şubat’ta komaya giren Gürsel, 26 Mart’ta Türkiye’ye getirildi ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’ne kaldırıldı. Aynı gün 37 kişilik ”Müşterek Sıhhi Kurul”, Gürsel’in cumhurbaşkanlığı görevine devam edemeyeceğini belirten bir rapor hazırlayarak Başbakanlığa sundu ve 28 Mart 1966’da TBMM kararıyla (yaklaşık 5 yıl süren) cumhurbaşkanlığı sona erdi.
Cevdet Sunay
Türkiye Cumhuriyeti’nin 5. Cumhurbaşkanı. Cevdet Sunay, 1960 yılında Genelkurmay Başkanlığı’na atandı. 1966 yılında emekliye ayrılan Sunay, cumhurbaşkanlığı için dönemin (askeri ve sivil iradesinin) uzlaşmasıyla Cumhuriyet Senatosu kontenjan üyeliğine getirildi. Sunay, Gürsel’in rahatsızlığı nedeniyle cumhurbaşkanlığı görevinin sona ermesi üzerine 28 Mart 1966’da TBMM tarafından Türkiye’nin beşinci cumhurbaşkanı seçildi. Yedi yıllık görev süresini tamamladıktan sonra 1973 yılında cumhurbaşkanlığından ayrıldı. 1980 darbesine kadar anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu üyeliği yaptı.
Sunay, 28 Mart 1966 tarihinde yapılan oylamada ilk turda seçildi.
Seçildiği tarih | Üye tamsayısı | Katılanlar | Aldığı oy |
28.03.1966 | 636 (*) | 532 | 461 |
(*TBMM üye sayısı 450, Cumhuriyet Senatosu üye sayısı 186)
Bu oylamada parlamento üyesi olmayan 5 kişiye oy çıktı. Seçimde kullanılan diğer oyların dağılımı ise Alparslan Türkeş 11, Ali Fuat Başgil 1, İsmet İnönü 1, Celal Ertuğ 1, Kasım Gülek 1, Sadettin Bilgiç 1, Turhan Dilligil 2, Osman Turan 1 şeklindeydi ve 47 oy da boş çıkmıştı.
Sunay, 7 yıllık süresinin ardından görev Fahri Korutürk’e devretti.
Fahri Korutürk
Türkiye Cumhuriyeti’nin 6. Cumhurbaşkanı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapan Korutürk, 1960 yılında emekli olmasının ardından Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği’ne atandı. Ardından Madrid Büyükelçiliğine getirilen Korutürk, 1965’te istifa ederek Türkiye’ye döndü. Korutürk, 1968 yılında Cumhuriyet Senatosu üyesi oldu.
Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde askeri ve sivil yönetim kadroları arasında kimin bu göreve getirileceği konusunda yaşanan görüş ayrılığı sürecinde, Korutürk üzerinde mutabakata varıldı.
Korutürk, 6 Nisan 1973 tarihinde 15’inci turda Cumhurbaşkanı seçildi. Bu oylamadaki sayısal veriler şöyleydi:
Seçildiği tarih | Üye tamsayısı | Katılanlar | Aldığı oy | |
06.04.1973 | 635 (*) | 557 | 365 |
(*TBMM üye sayısı 450, Cumhuriyet Senatosu üye sayısı 185)
Cumhurbaşkanı seçiminin bu turunda kullanılan diğer oyların dağılımı ise Faruk Gürler 87, Ferruh Bozbeyli 51, Tekin Arıburun 17, İsmet İnönü 3, Sabit Osman Avcı 2, Ali Naili Erdem 1, Rifat Öztürkçine 1 şeklindeydi ve 27 çıkmış, 3 oy da geçersiz sayılmıştı.
Seçim sürecinde Faruk Gürler (eski Genelkurmay Başkanı ve Cumhuriyet Senatosu üyesi) ve Tekin Arıburnu, 7. turda adaylıktan çekildiklerini açıkladılar. Siyasi parti liderleri arasındaki uyuşmazlık sürece de yansımıştı ve 7. tur ile 15. tur arasındaki oylamalara katılım 120-178 üye arasında değişmekteydi.
Sonuçsuz Kalan Seçimler
Fahri Korutürk’ün görevi, anayasal düzenleme uyarınca 7 yıllık sürenin tamamlanmasıyla (6 Nisan 1980 tarihinde) sona erdi. Çankaya Köşkü’nden ayrılan Korutürk, yine anayasal düzenleme uyarınca Cumhuriyet Senatosu’nda tabii üye oldu. (Bu görevi de 12 Eylül 1980 darbesine kadar sürdü.)
Korutürk’ten sonraki cumhurbaşkanının kim olacağına ilişkin uzlaşmazlık sürecinde, bu makama Cumhuriyet Senatosu Başkanı İhsan Sabri Çağlayangil vekalet etti. Çağlayangil, aynı zamanda AP’nin Çankaya Köşkü’ne göndermek istediği kişiydi.
Yeni cumhurbaşkanının kim olacağı konsundaki uzlaşmazlık sürecinde ilk turu 25 Mart 1980’de, sonuncusu 21 Ağustos 1980 tarihinde olmak üzere 115. tur yapıldı ve hiçbirinde de sonuç alınamadı. Ardından 12 Eylül 1980 tarihinde darbeyle işbaşına gelen askerler Meclis’i feshettiler.
Kenan Evren
Türkiye Cumhuriyeti’nin 7. Cumhurbaşkanı. 9 Kasım 1982 tarihinde bu görevi başladı.
12 Eylül 1980 askeri harekatıyla ülke yönetimine el konulmasından sonra yasama ve yürütme yetkilerini kullanmak üzere Genelkurmay Başkanı Org. Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Org. Sedat Celasun’dan oluşan Milli Güvenlik Konseyi kuruldu. Evren, Milli Güvenlik Konseyi başkanlığının yanı sıra Devlet Başkanlığı’nı da üstlendi ve 18 Eylül 1980 tarihinde Devlet Başkanı olarak and içti. Böylece Türkiye’de (27 Mayıs darbesindeki Cemal Görsel’in ardından) ikinci kez ”Devlet Başkanlığı” sıfatı kullanıldı.
Evren, 7 Kasım 1982 tarihinde yapılan anayasa halkoylamasında, Anayasa’nın Geçici 1. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı seçilmiş oldu. Milli Güvenlik Konseyi’nin varlığı da, 6 Kasım 1983’deki genel seçimlerin ardından, TBMM’nin Başkanlık Divanı’nın oluştuğu 7 Aralık 1983’de sona erdi. Anayasa’nın Geçici 2. maddesi uyarınca, Milli Güvenlik Konseyi üyeleri, 6 yıl süreyle ”Cumhurbaşkanlığı Konseyi” üyesi sıfatını aldılar.
Yeni anayasa ile Cumhuriyet Senatosu tarihe karışıyordu.
1982 Anayasası’nın ilk halindeki ilgili maddeler şöyleydi:
”GEÇİCİ MADDE 1. – Anayasanın, halkoylaması sonucu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olarak kabul edildiğinin usulünce ilânı ile birlikte, halkoylaması tarihindeki Milli Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak, yedi yıllık bir dönem için, Anayasa ile Cumhurbaşkanına tanınan görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. 18 Eylül 1980 tarihinde Devlet Başkanı olarak içtiği and yürürlükte kalır. Yedi yıllık sürenin sonunda Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasada öngörülen hükümlere göre yapılır. ‘’
”GEÇİCİ MADDE 2. — 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Kanunla kuruluşu gösterilen Millî Güvenlik Konseyi, Anayasaya dayalı olarak hazırlanacak Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Kanununa göre yapılacak İlk genel seçimler sonucu TBMM toplanıp Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunlara güre görevlerini devam ettirir.
Anayasanın kabulünden sonra 2358 sayılı Kanunun 3. maddesindeki Milli Güvenlik Konseyi üyeliklerinden birisinin, herhangi bir nedenle boşalması halinde doldurulması usulüne ilişkin hüküm uygulanmaz.’’
”MADDE 101- Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce kırk yaşını doldurmuş ve yükseköğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi yıllık bir süre için seçilir.
Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından aday gösterilebilmesi, Meclis üye tamsayısının en az beşte birinin yazılı önerisiyle mümkündür. Bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez.’’
Turgut Özal
Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı. Özal, aynı zamanda iktidarda bulunan bir partinin (ANAP) lideri ve Başbakanlık görevini sürdürürken Cumhurbaşkanlığına seçilen ilk kişi oldu.
Özal, 31 Ekim 1989 tarihinde yapılan üçüncü turda seçildi. Seçimlere, TBMM’de grubu bulunan DYP ve SHP’li milletvekilleri katılmadı.
Seçildiği tarih | Üye tamsayısı | Katılanlar | Aldığı oy |
31.10.1989 | 450 | 285 | 263 |
Cumhurbaşkanı seçiminin bu turunda kullanılan oyların tasnifi ise Turgut Özal 263, Fethi Çelikbaş 14, Boş 8 şeklindeydi. Çelikbaş, ANAP Burdur Milletvekili olarak parlamentoda görev alıyordu.
Turgut Özal, 31 Ekim’de seçilmesine karşın Evren’in, Anayasa uyarınca 7 yıllık süresinin 9 Kasım 1989 tarihinde dolması nedeniyle, bu tarihte andiçerek göreve başladı.
Turgut Özal, 17 Nisan 1993’de geçirdiği rahatsızlık nedeniyle görevi sırasında vefat etti.
Süleyman Demirel
Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı. Demirel, başbakanlık görevini sürdürürken Cumhurbaşkanı seçilen ikinci isim oldu. 16 Mayıs 1993 tarihinde yapılan üçüncü turda seçildi.
Seçildiği tarih | Üye tamsayısı | Katılanlar | Aldığı oy |
16.05.1993 | 450 | 431 | 244 |
Bu turdaki oyların diğer adaylara dağılımı ise Kamran İnan 94, Lütfi Doğan 47, İsmail Cem 27 şeklindeydi ve 19 oy da boş çıkmıştı.
Ahmet Necdet Sezer
Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. Cumhurbaşkanı. Seçilmeden önce Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevini sürdüren Sezer, 5 Mayıs 2000 tarihinde yapılan üçüncü turda seçildi.
Seçildiği tarih | Üye tamsayısı | Katılanlar | Aldığı oy |
05.05.2000 | 550 | 533 | 330 |
Bu turdaki oyların diğer adaylar yönünden dağılım ise Nevzat Yalçıntaş 113, Sadi Somuncuoğlu 43, Rasim Zaimoğlu 24, Mehmet Mail Büyükerman 7 şeklindeydi. Bu turda 8 oy geçersiz sayılmış ve 8 oy da boş çıkmıştı. Adaylardan Yalçıntaş FP, Somuncuoğlu MHP ve Büyükerman ise DSP’liydi. Somuncuoğlu ve Büyükerman partilerinin karşı çıkmalarına rağmen aday olmuşlardı. Sonraki süreçte, Devlet Bakanlığı görevindeki Somuncuoğlu görevinden azledildi ve partiden uzaklaştı.
TBMM’de grubu bulunan siyasi parti liderlerinin ortak imzasıyla aday gösterilen Sezer, 5 Mayıs 2000 tarihinde seçildi. Ancak, Demirel’in, Anayasa uyarınca 7 yıllık süresinin 16 Mayıs 2000 tarihinde dolması nedeniyle, bu tarihte andiçerek görevine başladı.
Abdullah Gül
Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı. 28 Ağustos 2007 tarihindeki üçüncü tur oylamada seçildi.
Seçildiği tarih | Üye tamsayısı | Katılanlar | Aldığı oy |
28.08.2007 | 550 | 448 | 339 |
Bu turdaki oyların diğer adaylar yönünden dağılımı ise Sabahattin Çakmakoğlu 70, Hüseyin Tayfun İçli 13 şeklindeydi. Üçüncü turda 24 oy boş çıkmış, 2 oy da geçersiz sayılmıştı.
Gül’ün seçildiği tarihe kadar yaşananlar bir ”siyasal kriz” süreci olarak nitelendirilir. Bu süreç satırbaşlarıyla şöyle:
-3 Kasım 2002’deki seçimlerde AK Parti tek başına iktidara geldi. Meclise girmeyi başaran ikinci parti ise CHP idi. Partinin genel başkanı Erdoğan ”siyasi yasaklılık” durumu, CHP’nin de desteğiyle giderildi.
-2007 başında yeni bir tartışma başlıyordu. Mayıs ayında Cumhurbaşkanı Sezer’in görev süresi doluyordu. Muhalefet, ”seçim erkene alınsın, yeni Cumhurbaşkanını yeni parlamento seçsin’’ diyordu. AK Parti’de ise ”her seçim zamanında yapılacak’’ görüşü hakimdi. Askerler de tartışmanın içine girmesiyle durum başka bir boyut kazanıyordu. Cumhurbaşkanı seçiminde TBMM’de en az 367 üyenin bulunması gerektiği görüşleri ortaya atılıyordu. Bu tartışmalar altında, Sezer’in görev süresinin bitimine bir ay kala, 16 Nisan 2007’de, yeni Cumhurbaşkanı seçimi süreci başladı. -24 Nisan’da AK Parti Kayseri Milletvekili Abdullah Gül aday oldu. 27 Nisan’da yapılan ilk tur oylamaya 361 milletvekili katıldı. Gül 357 oy aldı ve seçilmek için gerekli 367 oya ulaşılamadı. Seçime katılmayan CHP’liler ise toplantı için 367 milletvekili gerektiği savıyla bu turun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. (Bu süreçte TBMM’de temsil edilmeye başlayan DYP’de bir kişi dışında seçime katılan olmamıştı.)
Aynı akşam, Genelkurmay’ın internet sitesinden yapılan açıklama, daha sonraki süreçte ”e-muhtıra” olarak nitelendirildi.
-Anayasa Mahkemesi, 1 Mayıs 2007’de, CHP’lilerin ”ilk turda 367 milletvekili bulunmadığı” savıyla açtığı davada iptal ve yürütmeyi durdurma kararı verdi.
-2 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçimi turlarına ilişkin takvim yeniden düzenlendi. 3 Mayıs’ta ise milletvekili seçiminin 22 Temmuz’da yapılması kararı alındı. AK Parti ”Seçimlerin 4 yılda bir yapılması, cumhurbaşkanının 5+5 sistemiyle halk tarafından seçilmesi’’ne yönelik Anayasa değişikliğini getirdi. 6 Mayıs’taki Cumhurbaşkanı seçiminin yeni takvimli ilk turu yapıldı. Ancak, toplantı yeter sayısı için gerekli olup olmadığı tartışılan 367’ye ulaşılamadı. Gül adaylıktan çekildi.
-Yapılan anayasa değişikliği konusunda da referandum (Sezer’in yetkisini kullanmasıyla) referandum süreci başladı.
-22 Temmuz 2007’de yapılan seçimde AK Parti tek başına iktidar olma çoğunluğunu (341 milletvekili) korudu. Ancak bu çoğunluk ”Cumhurbaşkanı seçimi için 367 üyeninin genel kurulda bulunması gerektiği’’ tartışmasını ortadan kaldıracak bir çoğunluk değildi. Bu sorunun çözümü MHP’den geldi. Bahçeli, Cumhurbaşkanı seçiminde genel kurulda yer alacaklarını ve kendi adaylarını çıkaracaklarını açıkladı.
-Seçim sürecinin ardından oluşan 22. Dönem TBMM’de, AK Parti Kayseri Milletvekili Gül, 28 Ağustos 2007’de, 11. Cumhurbaşkanı seçildi.
-Anayasa değişikliğinin (12 Eylül 2010 tarihide yapılan) referandumda kabulüyle de Cumhurbaşkanının 5 yıl için halk tarafından seçilmesi ve ikinci dönem görev yapması benimsendi.
Recep Tayyip Erdoğan
Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı. Anayasa değişikliğinin ardından halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu. Erdoğan, aynı zamanda bir siyasi partinin lideri olarak başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına geçen üçüncü kişi. (Daha önce Turgut Özal ile Süleyman Demirel de genel başkanlık ve başbakanlık görevini sürdürürken cumhurbaşkanlığına seçilmişti.)
Türk siyasi yaşamında RP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Erdoğan, ülke genelinde bir siyasal aktör olarak rol almaya başladı. Daha sonraki dönemde, ”RP içindeki yenilikçi kanadın lideri” olarak anılan Erdoğan, AK Parti’nin kuruluşunda genel başkanlık görevini üstlendi. Belediye başkanlığı dönemindeki mahkumiyet kararı ve siyasi yasak nedeniyle milletvekili adaylığı reddedilen Erdoğan, daha sonraki dönemde Siirt’teki ara seçimle TBMM’ye girdi ve başbakanlık görevini üstlendi.
Erdoğan’ın AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı olduğu 1 Temmuz 2014 tarihinde yapılan toplantıda açıklandı. Erdoğan’ın karşısındaki adaylar ise CHP, MHP ve parlamento dışındaki bazı partilerin desteklediği Ekmelettin İhsanoğlu, HDP’nin desteklediği Selahattin Demirtaş idi.
Erdoğan, 10 Ağustos 2014 Pazar günü, Türk siyasi tarihinde ilk kez doğrudan halkın oylarıyla ve ilk turda 12. Cumhurbaşkanı seçildi.
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından, AK Parti kongresi 27 Ağustos 2014 Çarşamba günü toplandı ve Ahmet Davutoğlu’nu yeni genel başkan seçti. Davutoğlu, aynı zamanda başbakanlığı üstlendi.
Erdoğan ise 28 Ağustos’ta Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanlığı görevini Abdullah Gül’den devraldı. 12. Cumhurbaşkanlığına seçilen Erdoğan, Beştepe’de yapılan Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde göreve başladı.
Aradan geçen süreçte, Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında 45 gün içinde hükûmetin kurulamaması üzerine, Cumhurbaşkanının TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermesi üzerine ülkeyi 1 Kasım 2015’te yapılacak seçime kadar yönetmek üzere seçim hükûmeti başbakanlığını üstlendi. Seçimlerde AK Parti yüzde 49,5 oyla birinci parti seçildi ve Davutoğlu yeni hükümeti kurdu. Ancak, Erdoğan ile yaşadığı uyuşmazlık üzerine, yeni genel başkanın seçilmesi için 22 Mayıs 2016’da olağanüstü kongreye gitti. Genel başkanlığı ve başbakanlık görevini Binali Yıldırım devraldı.
16 Nisan 2017 tarihindeki halk oylamasında kabul edilen Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanının partili olabilmesinin önünün açılmasının ardından Recep Tayyip Erdoğan, 21 Mayıs 2017 tarihinde gerçekleştirilen 3. Olağanüstü Büyük Kongrede, kurucusu olduğu AK Parti’nin Genel Başkanlığına yeniden seçildi.
24 Haziran 2018 Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerde yüzde 52.59 oy oranıyla yeniden Cumhurbaşkanı seçildi. Bu kez Erdoğan’ın rakipleri Muharrem İnce, Meral Akşener, Selahattin Demirtaş, Temel Karamollaoğlu ve Doğu Perinçek idi.
16 Nisan 2017’de kabul edilen Anayasa değişikliği ile hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak 9 Temmuz 2018 tarihinde yemin ederek görevine başladı.
Kaynak;Ajans Bizim
Sahra Haber-Gündem
Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turu için yarın sandık başına gidilecek.
Türkiye genelindeki oy verme işlemi saat 08:00’de başlayacak ve 17:00’de sona erecek. Gümrük kapılarındaki oy verme işlemi de saat 17:00’ye kadar devam edecek.
Seçimlere ilişkin propaganda yasağı da bugün saat 18:00’de başlayacak.
İkinci turda Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında seçim yapılacak. 14 Mayıs’taki birinci turda Erdoğan oyların yüzde 49.52’sini, Kılıçdaroğlu ise yüzde 44.88’ini almıştı.
14 Mayıs’taki seçimlerde yurt içinde kurulan 190 bin 736 sandıkta toplam 53 milyon 993 bin 714 seçmen oy kullanmıştı. İkinci turda, aradan geçen iki haftalık sürede 18 yaşını basan 47 bin 523 seçmen ilk kez oy kullanacak.
İlk turda adaylarda adaylardan hiçbiri seçilmek için gerekli olan yüzde 50’nun üzerindeki oy oranına ulaşamamıştı. İkinci turda ise en yüksek oy alan aday Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı seçilecek.
Oy verme işleminin tamamlanmasının ardından 29 Mayıs’ta cumhurbaşkanı seçimine ilişkin geçici sonuçlar ilan edilecek. Sandık kurulu kararları ve tutatanaklara ilişkin ilçe seçim kurullarına yapılacak itirazlara ilişkin süre aynı gün saat 17:00’de sona erecek. Bu kararlara karşı saat 24:00’e kadar il seçim kurullarına itiraz hakkı bulunuyor.
İl seçim kurullarının verdiği kararlara karşı Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yapılacak itirazlara ilişkin süre 31 Mayıs’ta sona erecek. YSK bu itirazları 1 Haziran’da karara bağlayacak ve kesin sonuçları ilan edecek.
Kaynak;Ajans Bizim
Sahra Haber-Gündem
14 Mayıs seçimlerinde sandık başına gitmeyen ve kararsız seçmene yönelik CHP Karşıyaka İlçe Örgütüyle birlikte çalışmalarını hızlandıran Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, sandık çağrısını yineledi, “Gerçek bir demokrasi, büyüyen ekonomi ve hakça bölüşüm için sandığa gidelim. Katılımı arttırırsak bu seçimi kazanacağız” dedi.
Karşıyaka sokaklarında esnaf ve pazar ziyaretleri gerçekleştiren, demokratik kitle örgütlerinin konuğu olan Tugay, yurttaşlarla sohbet etti, 2. tur Cumhurbaşkanlığı seçimleri için artık günleri değil, saatleri saydıklarını söyleyerek, seçim yasaklarına kadar alanda olacaklarını belirtti.
“SON ANA KADAR SEÇİM GÜVENLİĞİ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ”
28 Mayıs seçimlerinin Türk demokrasi tarihinin bir kilometre taşı olacağını ifade ederek sözlerine başlayan Tugay, “Türkiye’nin, insanlarımızın şu anda demokrasiye ihtiyacı var, adil bir yönetime ihtiyacı var. Adil ve doğru bir seçim yapılsa yüzde 100 eminim kazanacağımıza. Hiçbir şüphemiz yok. Aksi duruma izin vermemek için halkın iradesinin sandığa güvenli ve şeffaf bir biçimde yansıması için pazar sabahı ve gün boyu sandık başında, akşam da sandık peşinde koşacağız. Son ana kadar seçim güvenliği için çalışacağız. Artık günleri değil saatleri sayıyoruz” dedi.
“TÜRK MİLLETİNİN FERASETİNE İNANIYORUM, DEMOKRASİ KAZANACAK”
Yandaş basına yüklenen, TRT ve Anadolu Ajansını eleştiren Tugay, “Bütün televizyon kanallarını teker teker ele geçirdiler, bütün gazeteleri teker teker ele geçirdiler. Sosyal medyayı kullanıyorlar. Her seçim döneminde çok takipçili olan sosyal medya hesaplarını ya satın alıyorlar ya da onlardan hizmet satın alıyorlar, reklamlarını yaptırıyorlar. TRT ve Anadolu Ajansı gibi devlet kurumlarıyla birlikte, medyanın yüzde 90’ı da hükümetin etkisi altında. Halkımız bunu görmüyor mu? Her alanda her anlamda her şeye baskı uygulayan ve insanları özgür bırakmayan, daha doğrusu tamamen susturan bir devlet anlayışı var. Biz buna ses çıkarmayacak mıyız? Ben Türk Milletinin ferasetine ve seçmenin bu manipülasyonlara kapılmadan doğru tercihi yapacağına yürekten inanıyorum. Bu seçimlerde demokrasi kazanacak. CHP’nin terör ile ilişkilendirilmesine dair yapılan kara propaganda toplumda karşılık bulmadı, bulmayacak. AKP devletin imkanlarını sonuna kadar kullanan bir parti ve bunu tarih yazacak” diye konuştu.
“GERÇEK BİR DEMOKRASİ, BÜYÜYEN EKONOMİ VE HAKÇA BÖLÜŞÜM”
CHP’nin dil, din, ırk ayrımı yapmadan yurttaşların eşitliği temelinde bir anlayışı bir asırdır sürdürdüğünü söyleyen Tugay, “CHP, bağımsızlığımız ve geleceğimiz için dil, din, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin bizi millet çatısı altında birleştiren, Cumhuriyetimize ve değerlerine sıkı sıkıya bağlı bir partidir. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde toplumun tüm kesimlerine bolluk, bereket, mutluluk, barış ve adalet gelsin diye seçimleri kazanmak istiyoruz. Türkiye’nin demografisinin değişmesine izin mi vereceğiz? 10 milyonun üzerindeki mültecinin neden ülkemizde olduğunu sormayacak mıyız? Biz Türkiye’nin Türkiye Cumhuriyeti olarak kalmasını istiyoruz. Bugün ülkemiz, tarihinin ekonomik anlamda en kara günlerini yaşıyor. Bu duruma pazar günü “dur” dedik, dedik; yoksa işin sonu nereye gider kimse bilemiyor. Gerçek bir demokrasi, büyüyen ekonomi ve hakça bölüşüm için sandığa gidelim” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.