34,9837$% 0.05
36,7918€% 0.04
44,4570£% 0.18
2.980,58%0,02
4.824,00%0,08
34,9837$% 0.05
36,7918€% 0.04
44,4570£% 0.18
2.980,58%0,02
4.824,00%0,08
Sahra Haber-Gündem
2022, herkes ve tüm sektörler açısından zor bir yıldı. Yaklaşık iki yıl süren Covid-19 salgınının ardından patlak veren Rusya-Ukrayna savaşı, hali hazırda kendine bir çıkış yolu aramakta olan Dünya Ekonomisini maalesef daha derin bir kaosun içerisine sürükledi.
Salgının neden olduğu iş gücü kaybına, Uzakdoğu kaynaklı çip krizi ve lojistik alanında yaşanan sıkıntılar da eklenince uluslararası üretim ve ticarette büyük kayıplar yaşanmıştı. Bunun neticesinde de hemen hemen tüm ülkeler koruyucu tedbirleri devreye sokmuş ve ticarette bir içe kapanma dönemi başlamıştı.
Savaşla birlikte enerji maliyetlerinin tırmanışa geçmesi ve başta tahıl olmak üzere bazı tarımsal ürünlerde arz eksiği yaşanması, dünyada İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana görülen en ağır ekonomik şartların ortaya çıkmasıyla sonuçlandı. Bunun neticesi olarak da tüm dünyada beklentilerden yüksek bir enflasyon kalıcı hale geldi.
Tam da bu noktada, Türkiye tüm dünyadan ayrıştı. Dünya ekonomileri faizleri yükselterek enflasyonu belli bir noktada tutmaya; sosyal destekleri öncelemeye gayret ederken, Türkiye faizleri indirerek “Benim için büyüme ve istihdam öncelikli” mesajını verdi. Yüksek enflasyon, düşmese de artması önlenen bir işsizlik oranı ve IMF’nin Temmuz ayında öngördüğü yüzde 4’lük büyümenin üzerinde yüzde 5 civarında bir büyüme beklentisi ile 2022 yılını tamamlıyoruz.
Ekonomik manzaraya İzmir ve Ege açısından büyük öneme sahip tarımın penceresinden baktığımızda ise üretim maliyetlerindeki artışlardan kaynaklı sıkıntılar söz konusu…
TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre, tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE), 2022 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 7, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 139,49, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 169,45 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 122,93 arttı.
Maliyetlerdeki bu önemli artış doğal olarak tarımsal üretimi ve üreticiyi etkiledi. Fiyat artışlarının olduğu bazı ürünlerde maliyet artışları telafi edilebilirken, özellikle pamuk gibi fiyatların hasat sezonu ile birlikte gerilediği ürünlerde üreticimizin olumsuz etkilenmesine neden oldu.
Bu bilgiler ışığında 2023 yılına baktığımızda ise enflasyonun baz etkisiyle hız keseceğini söyleyebiliriz. Ancak en geç Haziran ayında seçimler yapılacağı için 2023 yılında birbirinden farklı iki ekonomik dönem yaşayacağımız beklenebilir. Geçtiğimiz günlerde asgari ücrete yapılan zam ve önümüzdeki dönemde emekli ile memur maaşlarına yapılacak zamlarla birlikte yılın ilk döneminde parasal açıdan bir genişleme yaşanacak. Tüketim görece olarak canlanacaktır. Seçimden sonra ise cari açığı kapatmaya ve ülke risk primini düşürmeye yönelik adımlar öne çıkacaktır.
Dolayısıyla, 2022 kadar olmasa bile zorlu bir 2023’ün bizleri beklediği kanaatindeyim. Ancak, Türkiye ekonomik zorluklara adapte olmayı başaran üretim gücü ve bunu önceleyen destek politikaları ile bunun da üstesinden gelecektir. Bunu kolaylaştırmak için şartlar ne olursa olsun üretim yapan kesimlerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması, yüklerinin azaltılması ve tarım gibi stratejik sektörlerde destekleme mekanizmalarının hızlı ve adil işletilmesi şarttır. Bunlar yapılırsa zoru kolaylaştırmak, daha mutlu, bereketli ve huzurlu bir 2023 yılına imza atmak mümkün olacaktır.
‘Anayasa Mahkemesine sesleniyoruz: HDP’nin kapatılmasını geciktirmek Mehmetçiğe ihanettir’