34,9755$% 0.04
36,7803€% 0.06
44,1589£% 0.09
2.978,01%0,11
4.898,00%-0,66
34,9755$% 0.04
36,7803€% 0.06
44,1589£% 0.09
2.978,01%0,11
4.898,00%-0,66
Sahra Haber-Gündem
İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir’in artık hatırı sayılır bir turizm şehri olmadığını, liman kenti olma özelliğini kaybettiğini ve kent olarak bu konuda çok önemli hamleler gerçekleştirmenin gerekliliğini belirtti.
İzmir Ticaret Odası (İZTO) 2023 Aralık Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde gerçekleşti. Toplantıda konuşan İzmir Valisi Süleyman Elban, kentin ekonomik yapısını ve 2024 yılında gerçekleşmesini hedefledikleri faktörlerden bahsetti. İzmir’in turizm konusunda ve liman konusundaki eksikliklerini ele alan Vali Elban, tarımda ve sanayide de yeni teknikler denenmesinin gerekliliğine dikkat çekti.
“Şartların olağanlaştığı bir döneme gireceğiz”
Toplantıda açıklama yapan İzmir Valisi Süleyman Elban açıklamasında, 2024 yılında şartların daha da olağanlaşacağı bir döneme girmeyi beklediklerini söyledi. Vali Elban, “Son 3-4 yıl hakikaten çok zor bir dönem geçirmemize neden oldu. Bu zor dönem içerisinde de elbette ki hepimiz etkilendik ama en çok etkilenen grup ise maalesef iş dünyası oldu. Dünyada özellikle bizim ticari partnerimiz olan ülkelerde ve bizde 2024 yılı içerisinde ekonomik göstergelerde de eğilim pozitife ve iyiye doğru gidecek diye bekliyoruz. Bu dönem artık hem dünya açısından hem de bizim açımızdan ciddi bir toparlanma ve artık şartların lehimize oluştuğu, en azından en kötü ihtimalde şartların olağanlaştığı bir döneme gireceğiz inşallah. Dolayısıyla bu anlamda ümit var. Öbür tarafta yine bu salonda hem Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız hem de ilgili bakanlarımız geldiğinde söyledi. Artık bu konuda çok ciddi tedbirler de alındı. Çok büyük bir ihtimalle biz de 2024 yılının en geç üçüncü çeyreğinde bütün parametlerin pozitife doğru döndüğünü, en azından artık negatif taraflarının gittiğini hep birlikte müşahede edeceğiz. Beklentimiz ve göstergeler de o yönde” sözlerine yer verdi.
“Hatrı sayılır bir turizm şehri değiliz”
Turizm ve liman konusunda önemli adımların atılması gerektiğini, şehrin ekonomik anlamda daha da fazla hamle yapması gerektiğine dikkat çeken Vali Elban, “İlk geldiğimde ille ilgili söylenen, bana verilen ilk bilgi, burasının tarım, sanayi, turizm, ticaret kenti olduğuydu. Ama bu başlıkların altına bakmaya başladığımızda bunu çok desteklemeyen unsurlar da var. Bu konuda artık şehir üstünlüğünü kaybetmiş ya da kaybetmeye başladığı unsurlar mevcut. Turizme baktığımızda öyle hatrı sayılır da bir turizm şehri olmadığını anlıyoruz. Yatak sayısına ve turizm gelirlerine baktığımızda çok daha böyle turizm şehri diye bildiğimiz şehirlerle yarışacak hatrı sayılır bir turizm şehri olmadığımızı anlıyoruz. Bunun için turizm çeşitliliğini ve turizmdeki kaliteyi arttırma yönünde çabaları arttırmamız da gerekiyor. Eğer bin kişi üzerinde insanın toplantı yapacağı bir toplantı salonu yoksa, kongre şehri olamayız. Dolayısıyla kongre turizminde söz sahibi olma şansımız yok. Sağlık konusunda çok iyiyiz ama turizmi konusunda yeterli miyiz? Dolayısıyla bu da bizim 12 ay turizmimize çok ciddi katkıda bulunacak. Deniz turizminde ciddi manada yararlanabiliyor mu? Marinalarımız, yat turizmi ya da komşu ülke adalarıyla olan turizmden yeterince pay alabiliyor muyuz? Ticaret şehriyiz, 4 milyar dolara yakın bir dış ticaret artımız da var. Ama bu şehre, ticaret şehri unvanını veren şehrin limanı. Dış ticarette ülkenin genel duruma göre iyiyiz ama liman şehri konusunda üstünlüğümüz artık tartışılır. Dolayısıyla artık bir şu liman şehri olma meselesini tekrar net bir şekilde ortaya koymamız, onunla ilgili ciddi adım atmamız gerektiğini ben düşünüyorum. Sürekli geldiğim günden bu yana da ‘Neresi olabilir? Nasıl olabilir? Mevcut ne olur?’ diye düşünüyorum. Bu şehri şehir yapan şey aslında liman şehri olması. Bu üstünlüğün de kolay kolay terk edilmemesi gerekiyor” dedi.
“Yeni teknikler denemek, yeni ürün desenine geçmek zorundayız”
Vali Elban konuşmasının sonunda ise, “Tarımda çok iyiyiz ama artık yeni teknikleri denemek zorundayız. Yeni ürün desenine geçmek zorundayız. Dolayısıyla bunlarla ilgili de çalışma yapmamız gerekiyor. Sanayiyi zaten her gün söylüyoruz. Biz söylemesek de Avrupa söylüyor zaten. ‘Yeşil Dönüşüm ve Dijital dönüşümü tamamlayın ki mal alalım sizden’ diyorlar. Biz bunu zaten tamamlamak zorundayız. Türkiye sanayisinin yüzde 10’u burada ancak bizim artık sanayide daha katma değerli ürünler üreten, orta üstü teknoloji kullanan sanayi tesislerine ihtiyacımız var. Bu dijital teknolojiler, savunma sanayiyle ilgili, enerjiyle ilgili yatırımları olmak üzere artık burada da bir dönüşüme bu şehrin ihtiyacı var. OSB’lerimiz konusunda da adım atmak zorundayız. Kıyılarımızla ilgili konularımızla, tarımla ilgili de diğer alanlarda mutlaka sadece konuşmak değil, hızlıca da aksiyon almak zorundayız ve şehrin bu 4 ana başlığının yanında bu şehrin artık bir sağlık şehri olduğunu, bu şehrin bir öğrenci şehri olduğunu, bu şehrin bir rüzgar şehri, RES şehri olduğunu, savunma sanayinin şehri olduğunu, kimya sanayinin şehri olduğu için gayret göstermek, bir şey yapmak ve süratlice eylem almak arzusunda olduğunu ifade etmek istiyorum” ifadelerine yer verdi.
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, deniz taşmasının yol açtığı su baskınlarından zarar gören üyeler için TOBB’dan gelen yardımlarla birlikte 15 milyon liralık bir fon oluşturduklarını belirtti. İhracattaki ticari ortakları olan Avrupa ülkeleri ile stratejik rekabeti artıracak politikalara yönelmeleri gerektiğine vurgu yapan Özgener, yeni sektörel politikalar geliştirmelerinin gerekliliğini belirtti.
İZTO 2023 Aralık ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda oda hesaplarının 2023 aralık ayı sonu itibariyle durumlarını gösterir mali, finansal tablolar ve hesapları inceleme komisyonu raporu, meclisin onayına sunuldu. Odanın 2023 yılı kesin hesabı ve bilançosuna dair yönetim kurulu teklifi ve hesapları inceleme komisyonu raporu ibra edildi.
“Stratejik rekabeti artıracak politikalara yönelmeliyiz”
Toplantıda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Avrupa ülkeleri ile stratejik rekabeti artıracak politikalara yönelmeleri gerektiğini söyledi. “İhracatta birtakım yapısal değişiklikler olurken pazarlarımızı çeşitlendirmemiz ve konjonktüre uygun yol haritaları yapmamız gerekeceği kanaatindeyiz” diyen Özgener, “En büyük ticari ortağımız Avrupa Birliği ekonomisinin büyümesinin dünyanın geri kalanına göre daha düşük seyretmesi, ihracatımız açısından önemli bir risk. Bu da bize, pazar çeşitliliğini artırmamız ve mevcut pazarlardaki yerimizi korumamız için mutlaka düşük fiyat rekabetinin ötesine geçmemiz gerektiğini gösteriyor. Artık, stratejik rekabetimizi artıracak sektörel politikalar üretmek zorundayız” dedi.
Hantal yapılar yerine kurumsal çözümler
İhracatçıyı ilgilendiren bir diğer konunun ise yeşil dönüşüm olduğunu söyleyen Özgener, “Küresel ısınma ve düşük karbon hedefi artık ana gündemlerimiz arasında. İklim değişikliğinin neden olduğu ve öngöremediğimiz afetler, her yıl farklı senaryolarla maliyet kalemlerimize yansıyor. İklim değişikliği ve jeopolitik risklerin 2024 bilançolarını da etkilemeye devam edeceğini hesap ederek, planlamalarımızı yapmalıyız. Yanı sıra bu yeni dönem, tasarruf dönemi olmaya aday. İş modellerinin yeniden revize edileceği bilgi çağında dijitalin iş dünyamıza daha çok egemen olacağı, satış ve pazarlamada daha etkin kullanılacağı yılların başladığını gözlemliyoruz. Bu zorlu döneme rağmen, karamsarlığa yer olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yeniliklere odaklanmamız ve süreç yönetimlerimizi iyileştirmemiz gerekiyor. Hantal yapılar yerine teknolojiyi odağına alan kurumsal çözüm önerileri getiren süreçleri yeniden tasarlamalıyız” diye konuştu.
“2024’de riskleri iyi değerlendirmeliyiz”
Ülkemiz ekonomisinde uygulanan rasyonel politikaların sürdürülmesi halinde, daha iyi ve istikrarlı bir ekonomik yapıya ulaşılacağını belirten Özgener, “Böylelikle kredi risk primlerinde başlayan düşüşün devam etmesiyle birlikte Türkiye kısa sürede yeniden yabancı sermaye yatırımları açısından yıldız ülkelerden biri olacaktır. Değişen global ekonomik yapıda, ülke olarak da sektörler olarak da önümüzdeki yılın programını yaparken yeni zemini doğru algılamamız ve kendi rekabetçiliğimizi oluşturmamız kritik önem taşıyor. Yüksek faizlerden ötürü, dalgalı ve daha maliyetli bir ekonomik ortamda olacağız. Artan kuyruk risklerine karşı, gerekli önlem ve risk haritalarını geliştirmek için 2024 uygun bir zaman ve bu zamanı mutlaka iyi değerlendirmeliyiz. Ülkemizde enflasyonla mücadelenin 2024 yılında kararlılıkla devam edeceğinden hareketle, bu politikanın yurtiçi tüketimi sınırlayacağını düşünmeli ve yıllık planlarımızı bu etkiyi göz önünde bulundurarak yapmalıyız” sözlerine yer verdi.
MEB’in aldığı kararları değerlendirdi
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitimde alınan kararlar hakkında açıklamalara bulunan Başkan Özgener, “Anayasamızın eğitim ve öğretim hakkını ve ödevini belirleyen 42. Maddesi şöyle der: ‘Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz’. Buradaki ‘Atatürk ilkeleri’ ve ‘çağdaş bilim ve eğitim esasları’ kavramlarına özellikle dikkat çekmek isterim. Bu kavramların temsil ettiği değerler bizlerin tek referans noktasıdır ve bu, hiçbir şekilde değişmez, değiştirilemez. Eğer bu çocuklarımıza ve gençlerimize, bu değerleri ve bilgileri kazandıracaksak bunu yapacak olanlar aileleri ve yüzbinlerce aydın Cumhuriyet öğretmenleri ile üniversite öğretim üyeleridir” açıklamasında bulundu.
İZMİR DEMOKRASİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. BEDRİYE TUNÇİSPER’DEN YENİ YIL MESAJI