34,9458$% -0.07
36,7460€% -0.01
44,3450£% 0.47
2.979,27%0,15
4.822,00%-0,78
34,9458$% -0.07
36,7460€% -0.01
44,3450£% 0.47
2.979,27%0,15
4.822,00%-0,78
TZOB Başkanı Bayraktar: “Eğer ilerleyen zamanlarda ‘et ve süt ürünlerinde fahiş fiyatlar’ tartışılırsa bilin ki bu bir anda gelişmiş bir sorun olmadığı gibi bir anda da giderilebilmesi mümkün bir sorun değildir.”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Üreticilerimiz artık ne önünü görebiliyor ne de geleceğini planlayabiliyor” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, süt sektöründe yaşanan sorunları yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi.
Ulusal Süt Konseyi’nin (USK), 15 Mayıs’tan geçerli olmak üzere belirlediği çiğ süt fiyatını litrede brüt 7,50 lira olduğunu ifade ederek, üreticinin eline geçen ortalama 7 lira olduğunu, bazı yerlerde daha altında fiyattan satış yapıldığını kaydetti. Bayraktar, şunları dile getirdi:
“Üreticimiz bir kilogram süt satarak ancak bir kilogram yem alabilmektedir. Bu durum sürdürülebilir değildir. Yeni sezonda yonca ve mısır silajı gibi kaba yem maliyetleri de yükseldi. Öte yandan üreticilerimizin tek maliyeti yem de değildir. Son günlerde bir miktar düşüş yaşansa da mazota, elektriğe, işçiye, nakliyeye, ilaca zam geliyor.
Üreticilerimiz artık ne önünü görebiliyor ne de geleceğini planlayabiliyor. Yetkililerin ‘süt fiyatları artırıldığında yem fiyatları da artıyor, bu yüzden süt fiyatlarında artışa gitmeyeceğiz’ şeklinde söylemleri bulunuyor. Bu gerekçeyle nereye kadar süt fiyatları artırılmayacaktır? Krize giren süt işletmeleri nasıl ayağa kaldırılacaktır? Azalan üretim nasıl artırılacaktır?
Sektörde işlerin iyi gitmediğini sadece biz söylemiyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri de bizi destekliyor. TÜİK’e göre son beş ayda geçen yılın aynı dönemine göre toplanan inek sütü miktarı yüzde 2,8, içme sütü üretimi yüzde 6,5, peynir üretimi ise yüzde 5,2 oranında azaldı.”
Bayraktar, sütün üretimden pazarlamasına kadar ki tüm sürecin, doğrudan döviz kuruyla ilişkili olduğun ve “dövizdeki yukarı yönlü en ufak bir hareketlenmede zincirin her halkası ciddi maliyet artışlarıyla karşılaştığını” belirtti.
Son dönemlerde üreticinin elindeki damızlıkları kestirip elden çıkarmaya başladığını anlatan Bayraktar, “Sektörün üretim ayağında çok ciddi kayıplar yaşanmaya başladı” dedi.
“Fahiş fiyat” uyarısı
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kamuoyunun şunu çok iyi bilmesini istiyoruz. Eğer ilerleyen zamanlarda ‘et ve süt ürünlerinde fahiş fiyatlar’ tartışılırsa bilin ki bu bir anda gelişmiş bir sorun olmadığı gibi bir anda da giderilebilmesi mümkün bir sorun değildir. Biz uzun süredir bu konuyu dile getiriyoruz ama maalesef politikalar sadece geçici oluyor.
Artık üreticilerimiz, ‘sürdürülemez çiğ süt fiyatları ve artan maliyetler nedeniyle sürekli fiyat talep eden’ konumda olmaktan yoruldu. Yüksek süt fiyatlarına ulaşmakta zorlanan, sağlıklı ve dengeli beslenememe riskiyle karşı karşıya kalan tüketicilerimiz de durumlarından memnun değildir.”
Öneriler
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, sorunun çözümü için, özetle şu önerilerde bulundu:
“-Önceliğimiz damızlık hayvan kesimlerinin durdurulması, yem başta olmak üzere girdilerdeki fiyat artışlarına yönelik etkili tedbirlerin hayata geçirilmesi, üreticilere sürdürülebilir gelir sağlanması, tüketiciye ise ulaşılabilir fiyattan gıda sağlayacak politikaları hayata geçirmek olmalıdır.
-Üretimin devam etmesi için ya çiğ süt fiyatları artırılmalı ya da yem fiyatlarını düşürmeye ve kontrol etmeye yönelik tedbirler alınmalıdır.
-Desteğin üreticiyi tatmin edecek miktarda verilmesi, ikincisi ödemelerin her ayın sonunda üreticinin hesabına geçmesidir. Verilecek bu destekle süt/yem paritesinin ideal parite olan 1,5 seviyelerinde olması sağlanmalıdır.”
-20 kuruşluk destek ne üreticiyi teşvik etmekte ne de sektörü kayıt altına almakta etkili olmaktadır. Destek artırılmalı, ödemeler erkene çekilmelidir.”
“Kimse mucize beklemesin”
Bayraktar, çiftçilerin ürünlerini maliyetlerin üzerinde satması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Çiftçiler ürünlerini maliyetlerinin üzerinde satamadıkları takdirde, piyasa istikrarından ve üretimde sürdürülebilirlikten bahsedemeyiz.
Süt üretiminde hiç kimse bir mucize beklemesin. Türkiye’de sütün büyük bir kısmı, çiftçilerimizi kırsalda tutan, küçük aile işletmeleri tarafından üretilmektedir. Bu sektörü ayakta tutan aile işletmeleridir. Üreticilerimiz para kazanamadıkları anda üretimi bırakıp şehirlere göç ediyor, geri dönüşleri de mümkün olmuyor. En büyük kayıp da işi bilen kalifiye elemanların kaybedilmesi oluyor. Ülke tarımının geleceği aile işletmelerinin ayakta kalmasına bağlıdır. Bunu unutmayalım.
Gıda enflasyonu ile mücadelede üretim artışına daha fazla önem vermek gerekiyor. Süt fiyatlarını baskılayarak enflasyonu önlemeye çalışmak üretimin azalmasıyla birlikte daha yüksek enflasyon olarak bize geri dönecektir.
İthalatla ülkeyi doyurma imkanı yoktur. Bunu görmezden gelemeyiz. Tarım sektörü dünyada en stratejik sektör haline geldi. Elimizde ne var ne yoksa vererek üreticiyi desteklemekten, üretimi artırmaktan başka çare yoktur. Bunu başaramazsak gıdayı tüketicilerimize ulaştıramayacağız.”Kaynak,Ajans Bizim
Naci Ağbal’ın yeni görev yeri Kazancı Holding