34,9682$% 0.03
36,7954€% 0.14
44,1775£% 0.13
2.982,93%0,27
4.904,00%-0,48
34,9682$% 0.03
36,7954€% 0.14
44,1775£% 0.13
2.982,93%0,27
4.904,00%-0,48
Sahra Haber-Gündem
Büyük şair Nazım Hikmet’in Çekya’nın başkenti Prag’da en çok vakit geçirerek, şiirlerini yazdığı tarihi Slavia Cafe’de Nazım Hikmet için bir anma etkinliği düzenlenecek.
Cafe Slavia tarafından düzenlenecek olan Nazım Hikmet’i anma etkinliğine Türkiye Cumhuriyeti Prag Büyükelçiliği de destek verecek ve açılış konuşmasını Türkiye Cumhuriyeti Prag Büyükelçisi Egemen Bağış yapacak.
Büyükelçi Bağış, sosyal medya hesabından daha önce paylaştığı videoda ise; Türk şair Nâzım Hikmet’in siyasi görüşleri farklı olsa da “milli konularda hassasiyet gösteren” önemli fikir adamlarından biri olduğunu vurguluyor ve kendisine olan saygısını dile getiriyor.
“NÂZIM HİKMET’İN ŞİİRLERİNİ YAZDIĞI ÜNLÜ MEKÂN: CAFE SLAVİA”
Nâzım Hikmet’in sürgün yıllarında Prag’da bulunduğu süre içerisinde 1956-58 arasında sıkça vakit geçirdiği mekân olarak bilinen Cafe Slavia’nın Rilke, Kafka, Kundera gibi Çek edebiyatının önde gelen isimlerinin de uğrak mekânı olduğunu açıklayan Büyükelçi Bağış, Nâzım Hikmet’in bazı şiirlerini burada kaleme aldığını belirtiyor.
“140 yıldır Prag’ın merkezinde faaliyet gösteren, duvarları kafeyi ziyaret eden ünlü isimlerin fotoğraflarıyla süslenen Kavarna Slavia’nın işletmecileri, 1963’te hayatını kaybeden Nâzım Hikmet’in Prag’da bulunduğu sürede çekilen orijinal bir fotoğrafını çerçeveleterek duvara asmış. Şaire ait bu fotoğraf, kafeyi Türk turistlerin de uğrak mekânı haline getirmiş. Nâzım Hikmet’in orijinal fotoğrafı 2016 yılında esrarengiz bir şekilde kaybolmuş. Bugün halen kafenin girişinde başka bir fotoğrafı bulunan şairimiz, bu tarihi mekanın Türklerin de uğrak yerlerinden biri olmasına vesile olmuş.
Slavia Kafe’nin muazzam Vltava nehri ve Prag kalesi manzarası belli ki büyük şaire de ilham kaynağı olmuş. Sizlere de pandemi sonrasında buraya gelip Prag’ı büyük üstat Nazım’ın gözünden seyretmeyi tavsiye ederim.”
“PRAG ŞEHRİ YALDIZLI BİR DUMANDIR”
Nâzım ‘Dostum’ diyerek mısralarına taşıdığı, Çek şair Vítezslav Nezval ya da Tayver’le bu kafede sohbet ederken kendi deyimiyle “hasretten delik deşik” olduğunu yazmış.
Nazım’ın diliyle
“Slavya kahvesinde dostum Tavfer’le
Vltava suyuna karşı oturup
tatlı tatlı yarenliği severim
hele sabahları hele baharda.
Hele sabahları hele baharda
Prag şehri yaldızlı bir dumandır
ve kızıl, kocaman bir elma gibi
Nezval geçer taze çıkmış kabrinden.”
“VATANDAŞLIĞINI İADE EDEN BAKANLAR KURULU KARARINDA İMZASI OLAN BİR KARDEŞİNİZ OLARAK …”
Nâzım Hikmet’e vatandaşlığının iade edildiği Bakanlar Kurulu kararında imzası bulunduğunun altını çizen Egemen Bağış, bu nedenle Prag’a her geldiğinde farklı duygular hissettiğini belirtiyor.
Egemen Bağış:
“Nâzım Hikmet’e kendisinden gasp edilen Türk Cumhuriyeti vatandaşlığını iade eden Bakanlar Kurulu kararında imzası olan bir kardeşiniz olarak, buraya her geldiğimde farklı duygular hissederim. Buraya ilk gelişim o tarihi kararın ardından, 1 Aralık 2011’de resmî bir ziyaret sırasında olmuştu. Mesai arkadaşlarımızla birlikte kahvelerimizi yudumlarken o büyük şairi anmıştık. Kısmet işte, bugün aynı ülkede Nâzım’ın hasretiyle tutuştuğu Türkiye’mizi Büyükelçi olarak temsil etmenin onuru yaşamak nasip oldu bize.” dedi.
“MİLLİ KONULARDA EN AZ ZAMANIN SİYASİLERİ KADAR HASSASİYET GÖSTERDİ”
Nâzım Hikmet’in milli konularda en az zamanın siyasileri kadar hassasiyet gösteren gerçek bir vatansever olduğunu vurgulayan Bağış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde Nâzım Hikmet’in vatandaşlığa iade edilişinin mutluluğunu yaşadığını ifade ederek şunları söyledi:
“Hep söylerim, Çanakkale Destanı’nı çok etkili mısralarla anlatan, milli konularda en az zamanın siyasileri kadar hassasiyet gösteren, ancak siyasi söylem ve fikirleri nedeniyle vatandaşlıktan çıkarılan Nâzım Hikmet’in vatandaşlığının iadesinin “devletimize ve milletimize maliyeti ne olmuştur” diye sorarsanız, sadece o Bakanlar Kurulu kararında imzaları atan 27 kalemin mürekkebi olmuştur.
Onca farklı iktidar, bir çok sosyal demokrat hükümet, hatta şair başbakanlar gelip geçmiş ama, imkânlar müsait olmadığı için Nazım Hikmet’e vatandaşlığını ve haklı itibarını iade edememişti.
Ortam müsait olunca, Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde gereken adımlar atılmış, Türkiye’de tek bir itiraz çıkmamıştı.
Türkiye, çok şükür demokrasiyi gerçekten benimsemiş bir ülke. Bunu en net şekilde de şüphesiz, 15 Temmuz’da ortaya koydu milletimiz. Nâzım’ın aynen Çanakkale için yazdığı gibi, 15 Temmuz’da da;
“Ateşi ve ihaneti gördük.
Dayandık,
dayandık her yanda,
dayandık İzmir’de, Aydın’da,
Adana’da dayandık,
“Nâzım Hikmet’e kendisinden gasp edilen Türk Cumhuriyeti vatandaşlığını iade eden Bakanlar Kurulu kararında imzası olan bir kardeşiniz olarak, buraya her geldiğimde farklı duygular hissederim. Buraya ilk gelişim o tarihi kararın ardından, 1 Aralık 2011’de resmî bir ziyaret sırasında olmuştu. Mesai arkadaşlarımızla birlikte kahvelerimizi yudumlarken o büyük şairi anmıştık. Kısmet işte, bugün aynı ülkede Nâzım’ın hasretiyle tutuştuğu Türkiye’mizi Büyükelçi olarak temsil etmenin onuru yaşamak nasip oldu bize.” dedi.
dayandık, Urfa’da, Maraş’ta, Antep’te.”
“Ateşi ve ihaneti gördük.
Ruhumuz fırtınalı,
etimiz mütehammil.
Sevgisiz ve ihtirassız çıplak devler değil
İnanılmaz zaafları,
korkunç kuvvetleriyle
Silahları ve beygirleriyle
insanlardı dayanan.”
“AH GÜLÜM, AH GÜLÜM , MUHACİRLİK ÖLÜMDEN BETER”
Video mesajı içinde ünlü şairin bugüne kadar hiç bir yerde yayınlanmamış Cafe Slavia’da çekilmiş fotoğraflarına da yer veren Büyükelçi Bağış, yurtdışında yaşayan gurbetçilerin vatan sevgisinin en az yurtiçindekiler kadar güçlü ve sağlam olduğunu ve vatan sevgisinin gurbette hasretle birlikte hep zirve yaptığını belirterek, sözlerine Nâzım Hikmet’in Prag’da yazdığı ve vatan özleminini dile getirdiği şu mısralarıyla son verdi:
“Prag’da ağır ağır aydınlanıyor barok:
huzursuz, uzak
ve yaldızlarda kararmış keder.
Prag’da Yahudi mezarlığında sessiz ve soluksuz ölüm.
Ah gülüm, ah gülüm
muhacirlik ölümden beter.”
KARŞIYAKA’NIN MUTFAK SANATLARI MERKEZİ İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI!